27. Ağustos günü, Twitter hesabında aşağıdaki istatistik paylaşıldı. "Dünya nüfusunun yaklaşık %8,7'si, 690 milyon insan, "her akşam" yatağa aç yatıyor."
Diğer yandan dünya nüfusunun %19,9'u, yaklaşık 1,5 milyar insan obez, yani aşırı kilolu. Türkiye'de bu oran %32 yani neredeyse 27 milyon kişi. Korkunç değil mi?
Obeziteyi, daha çok bir "israf" olarak, bir miktar da bilinçsizlik, sağlıklı besinlere ulaşamama, yoksulluk olarak da görmek mümkün. Bir tarafta kıtlık yani yokluk, diğer tarafta israf yani bolluk. Her ikisi de yalın terminolojisinde "problem" olarak tanımlanır. Ancak bu problem, iş yerlerindeki problemlere göre daha karmaşık, çok bilinmeyenli, çok fonksiyonlu bir durumda. O zaman, bu problemin çözümüne katkı sağlamak için ne yapabiliriz, birey ve işletmeler olarak?
"Kayıp ve İsraf"'ı kabul etmeme kültürünü yerleştirmeliyiz. Yani rahatsız etmeli bizi, herkesi. Gereksiz yanan ışık, damlayan su, fazla stok, akan yağ, kirlenme, her zaman ve her yerin temizlenmesi, silinmesi, gereğinden daha az temizlik yapılması, yemeklerdeki artanlar, yenmeyen yemekler, sık sık telefon değiştirme, yürünecek yere araç ile gitmek, oturarak yapılan uzun ve ardı ardına toplantılar, gereğinden fazla veya gereğinden az kişi ile çalışma, ucuz olsun diye, 1 yetkin kişinin yapacağı işi iki tecrübesiz kişiye yaptırma, uzun veya sık çay, kahve molaları, klimayı açık bırakıp gitmek, evde masraf az olsun diye ılık hatta biraz soğuk bir ortamda yaşarken, işyerinde ince ve kısa kıyafetlerle çalışacak kadar sıcak ortam oluşturmak, az ücret, çok ücret, gelir dengesizliği......
Bunun gibi pek çok kayıp ve israf bizi rahatsız etmeli.
Gelir paylaşımında adalet, dünya nimetlerinden hakça yararlanmak olmadığı sürece, bencil, "en büyük benim", "benden başkası önemli değil", "ne kazansam kârdır" gibi düşünceler açlık ve obezitenin gerekçesidir.. Oysa, dünya herkese yetecek kadar büyük ve yeterlidir. Yeter ki aç gözlü olmayalım, bilinçli, sorumluluk sahibi, paylaşan, insan ve doğa sevgisi ile dolu olalım. Her birimizin bunlar için yapacağı bir aksiyon olabilir.
Yalın kültür, tüm bunların hepsini destekleyecek niteliktedir. Sadece üretimde yalınlık değil, yönetimde, siyasette, paylaşımda, iletişimde, aklınıza gelecek her alanda yalın olmak, kayıp ve israfa karşı olmak zorundayız. Yoksa, ne aç yatanları ne de obezleri kurtarabiliriz.
Sağlıcakla kalın.
07.09.2022
Comentários